Doğu Karadeniz Dağları

DKD005-Doğu Karadeniz Dağları-Önemli Doğa Alanları Kitabı

Koruma Önceliği  : Acil

Alanın Değişimi    : Gerileme (-1)

Yüzölçümü : 1728316 ha

Yükseklik    : 0 m – 3932 m

Boylam        : 40,43ºD

Enlem          : 40,81ºK

İl(ler)           : Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Bayburt, Erzurum, Gümüşhane

İlçe(ler)      : Artvin merkez, Borçka, Hopa, Arhavi, Murgul, Yusufeli, Rize merkez, Hemşin, Fındıklı, Ardeşen, Pazar, Çayeli, Çamlıhemşin, İyidere, Güneysu, Kalkandere, İkizdere, Derepazarı, Trabzon merkez, Hayrat, Of, Sürmene, Araklı, Arsin, Yomra, Akçaabat, Çarşıbaşı, Vakfıkebir, Beşikdüzü, Şalpazarı, Tonya, Düzköy, Maçka, Köprübaşı, Dernek Pazarı, Çaykara, Eynesil, Görele, Tirebolu, Çanakçı, Güce, Doğankent, Gümüşhane merkez, Kürtün, Torul, Köse, Bayburt merkez, Aydıntepe, Demirözü, İspir, Pazaryolu

Koruma Statüleri  : Milli park, tabiatı koruma alanı, tabiat parkı, tabiat anıtı, yaban hayatı geliştirme sahası, özel çevre koruma bölgesi, doğal sit alanı, arkeolojik sit alanı

 

EKOCOĞRAFYA

Doğal yaşam açısından büyük öneme sahip olması ve kesintisiz doğal yaşam alanları içermesi nedeniyle bu bölge diğer ÖDA’lardan farklı olarak bir “ekocoğrafya” şeklinde tanımlanmış ve bu envanter kapsamında bir bütün olarak incelenmiştir. Önümüzdeki yıllarda daha detaylı araştırmalar yapıldıktan sonra Doğu Karadeniz Dağları ekocoğrafyasının çok sayıda ÖDA’ya bölünmesi gündeme gelecektir.

 

Alanın Tanımı: Türkiye’nin en büyük yüzölçümüne sahip koruma öncelikli alanı olan bölge, Doğu Karadeniz kıyı şeridini ve bu kıyılara paralel olarak uzanan yaklaşık 250 km uzunluğunda ve büyük ölçüde bazik volkanik kayalardan oluşan çok büyük bir dağ silsilesini içerir. Alanın batı sınırını Harşit Çayı, güneydoğu sınırını Çoruh Nehri, doğu sınırını ise Karçal Dağları ve Gürcistan sınırı oluşturmaktadır.

Karadeniz kıyı çizgisinden başlayan dağlar, batı bölümlerinde nispeten alçak olup doğuya doğru gidildikçe yükselmekte ve Türkiye’nin en yüksek dördüncü zirvesi olan 3932 metrelik Kaçkar Dağları ile doruğa ulaşmaktadır. Bölgede 3000 metrenin üzerinde çok sayıda zirve bulunmaktadır: Deveboynu Tepe (3082 m), Soğanlı Dağları (3376 m), Altıparmak Dağı (3499 m), Demir Dağı (3188 m), Güngörmez Dağı (3523 m), Kurt Dağı (3224m), Gül Dağı (3348 m).

Dağların kuzey yamaçları denize dik iner. Çok sayıda akarsu ve mevsimsel dere güney-kuzey doğrultusundaki derin vadilerden sayısız şelaleler yaparak denize ulaşır. Dağın üst kesimlerinde çok sayıda küçük buzul gölü ve bir dizi küçük buzul bulunmaktadır. Güneyde ise dağlar dik bir biçimde uzanarak Doğu Anadolu platosu ve Çoruh Vadisi ile buluşurlar. Güneydeki yükseklikler 200-1500 metre arasında değişmektedir.

Türkiye’nin en fazla yağış alan bölgesi olan Doğu Karadeniz Dağları’nda yıllık yağış miktarı 2 bin 500 milimetreye kadar çıkar ve deniz seviyesinden zirvelere gidildikçe ılıktan soğuğa değişen ısı farklılıkları görülür. Alanın değişik jeolojik yapısı ile alandaki yağış, yükseklik ve sıcaklık farkları yaşam alanlarında ve türlerde büyük bir çeşitliliğe neden olmuştur.

Habitatlar: Alan çok farklı yaşam ortamını birlikte barındırır. Bu yaşam ortamları kuzeyden güneye doğru şöyle sıralanmıştır: kayalıklar ve yer yer kumullardan oluşan kıyı ekosistemi, nemli akarsu bitki örtüsünün uzandığı akarsular, tarım alanları, alçaklarda yaprak döken ormanlar (kayın, gürgen, kestane, kızılağaç), daha yüksek rakımlarda iğne yapraklı ormanlar (doğu ladini, Doğu Karadeniz göknarı, sarıçam), karışık yüksek dağ ormanları, orman kuşağı içinde ve orman sınırı üzerinde ormangülü (Rhododendron spp.) çalılıkları, turbalık alanlar, yüksek dağ çayırları, çok yüksek zirvelerde yer alan alpin göller ve sarp kayalıklar.

Orman kuşağı, alçak kesimlerinde artık yerini çay ve fındık bahçeleri bırakmışsa da daha dik ve yüksek yamaçlar çoğunlukla doğal yaşlı ormanlara ev sahipliği yapmaya devam etmektedir.

Doğal orman kuşağının en alt basamağında yer yer 800-900 metre yüksekliğe kadar çıkan kestane (Castanea sativa) ve sapsız meşenin (Quercus petrea ssp. iberica) baskın olduğu geniş yapraklı ormanlar görülür. Bu ormanlarda adi gürgen (Carpinus betulus) ve doğu kayını (Fagus orientalis) da yer alır. Kestane ve meşe ormanlarının üstünde 1700 metreye kadar yükselen ve doğu kayınının baskın olduğu geniş yapraklı ormanlar büyük yer kaplar.

Doğu ladini (Picea orientalis) 900 metre yükseklikten itibaren doğu kayını toplulukları arasında yer yer gözükmeye başlar ve 1500 metreden itibaren geniş ve saf meşereler oluşturur.

Orman sınırından sonra 1700-2000 metre arasında yaprak döken türler ve Rhododendron caucasicum adlı orman gülünün baskın olduğu gür çalı toplulukları yer alır. Birçok endemik tür içeren yüksek dağ çayırları 2000-3100 metre arasında görülür. Yüksek dağ çayırlarının üzerinde yılın büyük kısmı karla örtülü sarp kayalıklar da nadir ve endemik bitkiler açısından oldukça zengindir.

Özellikle İkizdere – Çağırankaya küçük turba gölleri ve Soğanlı Dağları’nda yer alan Ağaçbaşı Yaylası turbalıkları nadir bitki türleri içerir. Dağ sırası boyunca kızılağacın (Alnus glutinosa) baskın olduğu nemli akarsu ormanları ve alüvyal ormanlar uzanır.

Türkiye’deki saf şimşir (Buxus sempervirens) ormanlarının en iyi örneklerinden birini içeren Fırtına Vadisi; İkizdere’nin üst bölümlerindeki Cimil ve Kabahor vadileri; deniz seviyesinde lokal olarak yetişen sarıçam (Pinus sylvestris) ormanlarını barındıran Hopa Çamburnu; Artvin civarındaki dağlar ve zirveleri (Şavval Tepe) ile doğal yaşlı ormanları  oluşturan çok sayıdaki anıtsal nitelikte ağaçları içeren Gümüşhane Örümcek ormanları ekocoğrafya içinde alan benzersiz yaşam alanlarının örneklerindendir.

ÖDA’nın güney bölgesindeki yamaçlarda daha az nemli bir iklim görülür. Bu kesimde yine Karadeniz orman kuşağı bitkileri görülmekle birlikte yer yer Öksin ve İran-Turan bitkilerinin karışımı göze çarpar.

Türler: Çeşitli jeolojik özelliklerin bir araya geldiği, yükseklik farklılıklarının geniş bir çeşitlilik gösterdiği ve farklı iklim şartların sahip olan ekocoğrafya, birçok endemik ve dar yayışlı bitki, kuş, memeli, sürüngen ve çift yaşamlı, içsu balığı, kelebek, kızböceği türlerine ev sahipliği yapar.

ÖDA kriterlerinin sağlayan 159 bitki taksonuna ev sahipliği yapan alanda birçok endemik bitki türü bulunmaktadır. Bunlardan 21’i dünya üzerinde sadece buraya özgüdür: Aethionema sintenisii, Alchemilla ancerensis, Alchemilla cimilensis, Alchemilla elevitensis, Alchemilla hemsinica, Alchemilla ikizdereensis, Alchemilla kackarensis, Alchemilla trabzonica, Astragalus arakliensis, Barbarea integrifolia, Erodium hendrikii, Festuca pontica, Galanthus koenenianus, Geranium davisianum, Onobrychis lasistanica, Rhodothamnus sessilifolius, Salix rizeensis, Sempervivum furseorum, Senecio ovatifolius, Symphytum savvalense ve Verbascum decursivum.

ÖDA, Çoruh Vadisi’yle birlikte özellikle süzülen yırtıcı kuşlar için küresel ölçekte önemli bir göç merkezidir. Bu çok özel coğrafya, dünyada yalnızca Kafkasya bölgesinde yaşayan dağ horozunun (Tetrao mlokosiewiczi) en büyük popülasyonlarını barındırır. Sakallı akbaba (Gyapetus barbatus), küçük akbaba (Neophron percnopterus), kızıl akbaba (Gyps fulvus), kara akbaba (Aegypius monachus), kaya kartalı (Aquila chrysaetos), küçük kartal (Hieraaetus pennatus) ve bıyıklı doğan (Falco biarmicus) gibi yırtıcılar için önemli üreme alanıdır. Alanda üreyen diğer öncelikli türler arasında urkeklik (Tetraogallus caspius), kadife ördek (Melanitta fusca) ve turna (Grus grus) yer alır. Gümüş martı (Larus cachinnans michahellis) ve karagerdanlı dalgıç (Gavia arctica) ise alanın kıyı kesimlerinde kışlar.

Alanda nesli küresel ölçekte tehdit altında olan yaban keçisinin (Capra aegagrus) büyük bir nüfusu yaşar. Alacasansarın tehlike altındaki bir alt türü olan Vormela peregusna peregusna diğer bir öncelikli türdür. Fındıkfaresinin bölgedeki alt türü olan Muscardinus avellanarius trapezius Türkiye’ye endemiktir. Ekocoğrafya içinde basık burunlu yarasa (Barbastella barbastellus) Çamlıhemşin ilçesi civarında, Akdeniz nalburunlu yarasası (Rhinolophus euryale) ise Trabzon Beştaş, Bağışlı ve Çatak köyleri mağaralarında görülür.

Bölge özellikle barındırdığı dar yayılışlı ve endemik sürüngen ve çift yaşamlı türleri açısından oldukça önemlidir. Bu türler arasında çiftyaşamlılardan kafkas semenderi (Mertensiella caucasica) ve sürüngenlerden Klark kertenkelesi (Darevskia clarkorum), Hemşin yılanı (Natrix megalocephala), tosbağa (Testudo graeca), Kafkas engereği (Vipera kaznakovi) ve Çoruh engereği (Vipera pontica) bulunur. Alan, ülkemize endemik Baran engereği (Vipera barani) ve Çoruh engereği (Vipera pontica) için küresel ölçekte önemlidir.

Bölgedeki akarsular, nesli bölgesel ölçekte tehlike altında olan deniz alası (Salmo trutta labrax) ve ülkemize endemik dere dokuzgözlüsü (Lampetra lanceolata) içsu balıklarına ev sahipliği yapar.

Ilıman kuşak orman ve alpin biyomlarında yaşayan endemik ve nesli tehlike altındaki kelebek türlerine ev sahipliği yapar. 26 kelebek taksonu ÖDA kriterlerini sağlamaktadır. Bunlardan Kafkas fisto kelebeği (Zerynthia caucasica), beşparmakotu zıpzıpı (Pyrgus cirsii) ve apollo kelebeğinin endemik bir alttürünün (Parnassius apollo trabizonus) nesli tehlike altındadır. Torul çokgözlüsü (Plebeius torulensis) ise dünyada sadece bu bölgede yaşamaktadır.

Alan nesli tehlike altında olan Cordulegaster insignis mzymtae ve ülkemize endemik Calopteryx splendens waterstoni isimli kızböceği alttürlerini barındırır.

Alan Kullanımı: ÖDA’daki başlıca insan faaliyetleri ormancılık, tarım, hayvancılık ve turizmdir. Bölgedeki yüksek zirveler ve yüzlerce yayla, yerli ve yabancı birçok turisti alana çeker ve bölge için önemli bir gelir kaynağıdır. Yaylalar hayvancılık faaliyetleri dışında mesire, sayfiye ve turizm merkezi olarak da kullanılmaktadır. Bölgedeki yaylaların 20 kadarı yayla turizmi ve doğa sporlarının geliştirilmesi için turizm merkezi ilan edilmiştir. Son yıllarda artan talep nedeniyle yaylalara yol yapımı ve çok katlı betonarme ev ve tesislerde artış görülmektedir. Yaz aylarında yaylalar arası yollar yoğun trafiğe sahiptir.

Arıcılık bölgede gerçekleştirilen önemli ekonomik faaliyetlerden biridir. Ayrıca bölge halkı bazı bitki türlerini toplayarak gelir elde eder. Artvin Murgul ve Rize Çayeli çevresinde bakır madeni işletmeciliği yapılır. Kıyı şeridinde yoğun olarak balıkçılık faaliyetleri yürütülür. Bölgede yoğun olarak memeli ve kuş avcılığı yapılır.

Bölgeye yoğun olarak fındık ve çay yetiştirilir. Aynı zamanda sebze ve meyvecilik de yapılır. Dağ silsilesinin Çoruh Vadisi’ne bakan kollarında zeytin ve turunçgiller yetiştirilir.

Tehditler: Bölgedeki plansız yapılaşma, alanı tehdit eden faktörlerin başında gelmektedir. Ayrıca nüfus artışı ve içgöç nedeniyle dar kıyı şeridinde aşırı yapılaşma son yıllarda hızla artmaktadır. Karadeniz otoyolu inşaatı alanın kıyı bölümünü büyük ölçüde tahrip etmiştir. Buna ek olarak yol inşaatında kullanılmak üzere açılan kum, çakıl ve taş ocakları bölgedeki biyolojik çeşitliliğe zarar vermektedir.

Bölgede planlanan kış sporlarına yönelik turizmin geliştirilmesi için çalışmalar, yeni yayla turizm merkezlerinin taşıma kapasitesi ve bölgenin zengin biyolojik çeşitliliğine özellikle de yaban hayatına vereceği zararlar göz önüne alınarak planlanmalıdır. Bunun yanında özellikle yaz boyunca neredeyse tüm yaylalarda şenlikler düzenlenmesi insan baskısını artırmakta ve ÖDA’daki doğal yaşam ve çayır-mera ekosistemleri için tehdit oluşturmaktadır.

Bölgedeki diğer sorunların başında akarsular üzerinde yapımı devam eden baraj inşaatları gelmektedir. Bunun yanında, onlarca barajın daha yapılması planlanmaktadır. Özellikle denizalasının göçünü olumsuz yönde etkileyecek ve bölgenin su dinamiğini değiştirecek olan bu inşaatlar bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve artık ana gelir kaynağı turizm olmaya başlayan yöre halkı tarafından kabul görmemektedir.

Alanda son on yıla kadar sürdürülebilir olmayan ormancılık faaliyetleri uygulanmış ve özellikle doğal yaşlı orman varlığı üzerinde olumsuz bir etki yaratılmıştır. Son yıllarda bölgede koruma ağırlıklı sürdürülebilir ormancılık etkinlikleri yapılmaktadır. Özellikle Fırtına Vadisi’nde yapılan yasadışı şimşir kesimleri bölge ormanlarının eşsiz yapısına büyük zarar vermektedir.

Bölgede tarıma elverişli toprakların azlığı nedeniyle alçak kesimlerdeki ormanlar tahrip edilerek tarıma açılmıştır. Bölgede yoğun olarak yasadışı avcılık yapılmaktadır.

Türkiye’nin en büyük ve en önemli turbalık alanlarından biri olan Ağaçbaşı yaylasında yakacak ve ticari amaçla aşırı turba çıkarımı diğer sorunlardan biridir.

Koruma Çalışmaları: Ekocoğrafya içinde, milli park, tabiatı koruma alanı, tabiat parkı, tabiat anıtı, yaban hayatı geliştirme sahası, özel çevre koruma bölgesi, doğal ve arkeolojik sit alanı statülerinde çok sayıda koruma alanı bulunur. Ancak geniş yüzölçümüne sahip bu alanın büyük kısmı koruma altında değildir.

Alan sınırları içerisinde yer alan Altındere Vadisi, Kaçkar Dağları ve Hatila Vadisi milli parklarının uzun devre gelişme planları hazırlıkları sürmektedir. ÖDA içinde ayrıca Çamburnu ve Örümcek Ormanı tabiatı koruma alanları, Uzungöl Tabiat Parkı ve Özel Çevre Koruma Bölgesi, Rize Çamlıhemşin Kaçkar ve Artvin Yusufeli Çoruh Vadisi yaban hayatı geliştirme sahaları, yaşlı ağaçları içeren yaklaşık on tabiat anıtı ve birçok doğal sit alanı bulunmaktadır.

Bölgede uzun yıllardan beri birçok ulusal, bölgesel ve yerel sivil toplum kuruluşu doğa koruma çalışmaları yürütmektedir. Ulusal STK’lardan Doğa Derneği, WWF-Türkiye, Doğal Hayatı Koruma Derneği, Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği, TÜRÇEK; bölgesel STK’lardan KarDoğa Federasyonu, Yeşil Artvin Derneği, Karadeniz Çevre Dernegi, Kaçkar Dağcılık Rafting İhtisas Kulübü gibi STK’lar bölgede çalışmalarına devam etmektedir.

Alanda özellikle Fırtına Vadisi üzerinde yapımı düşünülen baraj inşaatları başta yöre halkı,  Çamlıhemşin ve Hemşin Vakfı ile ulusal doğa koruma kuruluşlarının yoğun çalışmaları sonucunda engellenmiştir. Bu tepkilere ve mahkeme kararlarına rağmen bölgedeki akarsular üzerine baraj yapımı istekleri yoğun olarak gündeme gelmeye devam etmektedir.

Kafkasya Ekolojik Bölgesi çalışmaları çerçevesinde hazırlanan Kafkasya Ekolojik Bölge Doğa Koruma Planı’nda en öncelikli bölgelerden biri olarak tespit edilen ekocoğrafyada sivil toplum kuruluşlarının doğa koruma ve sürdürülebilir kaynak kullanımı çalışmaları 2004-2008 yılları arasında Kritik Ekosistemler Ortaklık Fonu (CEPF) tarafından desteklenmektedir.

Doğa Derneği, BTC Çevre Yatırımları Programı kapsamında RSPB ve BirdLife ortaklığında “Dağ Horozu Koruma Projesi” kapsamında bölgedeki dağ horozlarının dağılım ve sayılarının araştırarak türün korunması için Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile ulusal tür eylem planı hazırlamıştır. Ayrıca, yöre halkının desteğiyle İkizdere ilçesinde her yıl Dağ Horozu Festivali düzenlenmeye başlamıştır.

Yerel İlgi Sahipleri: Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü; Trabzon Orman Bölge Müdürlüğü; Artvin Orman Bölge Müdürlüğü; Trabzon İl Çevre ve Orman Müdürlüğü; Rize İl Çevre ve Orman Müdürlüğü; Artvin İl Çevre ve Orman Müdürlüğü; Erzurum İl Çevre ve Orman Müdürlüğü; Karadeniz Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanlığı; Kafkas Üniversitesi Artvin Orman Fakültesi Dekanlığı; KarDoğa Federasyonu; Yeşil Artvin Derneği; Karadeniz Çevre Derneği; Çamlıhemşin ve Hemşin Vakfı; Doğal Hayatı Koruma Derneği; WWF-Türkiye; Doğa Derneği.

 

Oğuz Kurdoğlu, Yıldıray Lise

Change this in Theme Options
Change this in Theme Options